Sözler Cilt 2

Sözler Cilt 2, 67. Sayfa

gibi bir şuur vermeyi nasıl istib'âd ediyorsunuz?
Sonra bir delile daha tasrih eder, der ki: Bedevîler için kibrit yerine ateş çıkaran meşhur ağacın, yeşilken iki dalı birbirine sürüldüğü vakit ateşi yaratan ve rutubetiyle yeşil ve hararetiyle kuru gibi iki zıt tabiatı cem edip onu buna menşe etmekle herbir şey, hattâ anâsır-ı asliye ve tabâyi-i esasiye Onun emrine bakar, Onun kuvvetiyle hareket eder, hiçbirisi başıboş olup tabiatıyla hareket etmediğini gösteren bir Zâttan, topraktan yapılan ve sonra toprağa dönen insanı topraktan yeniden çıkarması istib'âd edilmez. İsyan ile Ona meydan okunmaz.
Sonra, Hazret-i Mûsâ aleyhisselâmın şecere-i meşhuresini hatıra getirmekle, "Şu dâvâ-yı Ahmediye aleyhissalâtü vesselâm, Mûsâ aleyhisselâmın dahi dâvâsıdır," enbiyanın ittifakına hafî bir ima edip şu kelimenin îcâzına bir letafet daha katar.
DÖRDÜNCÜ IŞIK: Îcâz-ı Kur'ânî o derece câmi' ve hârıktır, dikkat edilse görünüyor ki,  
bazan bir denizi bir ibrikte gösteriyor gibi pek geniş ve çok uzun ve küllî düsturları ve umumî kanunları, basit ve âmi fehimlere merhameten, basit bir cüz'üyle, hususî bir hadise ile gösteriyor. Binler misallerinden yalnız iki misaline işaret ederiz.
Birinci misal: Yirminci Sözün Birinci Makamında tafsilen beyan olunan üç âyettir ki, şahs-ı Âdem'e talim-i esmâ ünvanıyla, nev-i benî Âdeme ilham olunan bütün ulûm ve fünunun talimini ifade eder.1 Ve Âdem'e melâikenin secde etmesi ve şeytanın etmemesi hadisesiyle, nev-i insana semekten meleğe kadar ekser mevcudat musahhar olduğu gibi, yılandan şeytana kadar muzır mahlûkatın dahi ona itaat etmeyip düşmanlık ettiğini ifade ediyor.2
Hem kavm-i Mûsâ (a.s.) bir bakarayı, bir ineği kesmekle Mısır bakarperestli-ğinden alınan ve "icl" hadisesinde tesirini gösteren bir bakarperestlik mefkûre-sinin Mûsâ aleyhisselâmın bıçağıyla kesildiğini ifade ediyor.3
Hem taştan su çıkması, çay akması ve dağılıp yuvarlanması ünvanıyla, tabaka-i türabiye altında olan taş tabakası, su damarlarına hazinedarlık ve toprağa analık ettiğini ifade ediyor.4
İkinci misal: Kur'ân'da çok tekrar edilen kıssa-i Mûsâ aleyhisselâmın cümleleri ve cüzleridir ki, herbir cümlesi, hattâ herbir cüz'ü, bir düstur-u küllînin ucu olarak gösterilmiş ve o düsturu ifade ediyor.5
Meselâ, يَا هَامَانُ ابْنِ لِى صَرْحًا 6 Firavun vezirine emreder ki, "Bana yüksek bir kule yap; semâvâtın halini rasat edip bakacağım: Semânın gidişatından, acaba Mûsâ'nın dâvâ ettiği gibi semâda tasarruf eden bir ilâh var mıdır?" İşte, صَرْحًا kelimesiyle ve şu cüz'î hadiseyle, dağsız bir çölde olduğundan dağları arzulayan ve Hâlıkı tanımadığından tabiatperest olup rububiyet dâvâ

SORU & CEVAP
İsminiz Sorunuz