Mektubat

Mektubat, 127. Sayfa


ÜÇÜNCÜ MİSAL: Hazret-i Mûsâ aleyhisselâmın "yed-i beyzâ" ve "asâ" mu'cizesine nazire olarak, üç hâdisede bir mu'cize-i Ahmediye:
Birincisi: Hazret-i İmam-ı Ahmed ibni Hanbel, Ebu Saidi'l-Hudrî'den tahriç ve tashih eder ki:
Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm, Katâde ibni Numan'a, karanlıklı, yağmurlu bir gecede bir değnek verir ve ferman eder ki: "Sana, lâmba gibi, onar arşın her tarafta ışık verecek. Evine gittiğin zaman bir siyah şahıs gölge göreceksin. O şeytandır. Onu hanenden çıkar, tard et." Katâde değneği alır, gider. Yed-i beyzâ gibi ışık verir. Evine gider, o siyah şahsı görür, tard eder.1
İkincisi: Bir menba-ı garaip olan gazve-i kübrâ-yı Bedir'de, Ukkâşe ibni'l-Muhassını'l-Esedî'nin müşriklerle döğüşürken kılıcı kırıldı. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm, ona, kılıca mukàbil, kalınca bir değnek verdi. Dedi: "Bununla harb et." Birden, değnek, biiznillâh, uzun, beyaz bir kılıç oldu. Onunla harb etti. Hayatı miktarınca, tâ Yemâme harbinde şehid oluncaya kadar boynunda taşıdı.2 Şu hâdise kat'îdir. Çünkü Ukkâşe bütün hayatında onunla iftihar etmiş ve o kılıç "el-avn" namıyla meşhur olmuş. İşte, Hazret-i Ukkâşe'nin iftiharı ve kılıcın "avn" namıyla, kılıçların fevkinde iştiharı, şu hâdisenin iki hüccetidir.
Üçüncüsü: İbnü Abdi'l-Berr3 gibi bir allâme-i asır ve ehl-i tahkikin büyüklerinden nakil ve tashih ediyorlar ki:
Gazve-i Uhud'da, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın halazâdesi olan Abdullah ibni Cahş harb ederken kılıcı kırıldı. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm ona bir değnek verdi. O değnek onun elinde bir kılıç oldu; onunla harb etti. O eser-i mu'cize olan kılıç bâki kaldı.4 Meşhur İbnü Seyyidi'n-Nâs,
siyerinde haber veriyor ki: Bir zaman sonra, Abdullah'ın o kılıcı Buğa-yı Türkî namında bir adama iki yüz liraya satıldı.1
İşte bu iki kılıç, asâ-yı Mûsâ gibi birer mu'cizedir. Fakat asâ-yı Mûsâ, vefat-ı Mûsâ'dan sonra vech-i i'câzı kalmadı; fakat şunlar bâki kaldılar.
ON ÜÇÜNCÜ İŞARET
Mu'cizât-ı Ahmediye aleyhissalâtü vesselâmın hem mütevatir, hem misalleri pek çok bir nev'i dahi, hastalar ve yaralılar, nefes-i mübarekiyle şifa bulmalarıdır. Şu nevi mu'cize-i Ahmediye aleyhissalâtü vesselâm, nev'i itibarıyla mânevî mütevatirdir. Cüz'iyatları, bir kısmı dahi mânevî mütevatir hükmündedir. Diğer kısmı âhâdî ise de, ilm-i hadîsin müdakkik imamları tashih ve tahriç ettikleri için, kanaat-i ilmiye verir. Biz de, pek çok misallerinden birkaç misalini zikredeceğiz.
BİRİNCİ MİSAL: Allâme-i Mağrib Kadı İyaz, Şifa-i Şerif'inde, ulvî bir an'ane ile ve müteaddit tariklerle, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın

SORU & CEVAP
İsminiz Sorunuz