Sikke-i Tasdik-i Gaybi

Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 190. Sayfa

sonra mu'cize gösterilmeyecektir" mülâhazası esnâsında kamyon müthiş sadmelerle üç taklada, yirmi beş-otuz metre yerden aşağıya yuvarlandı. Şehadet getiriyordum. Yaralı mıyım diye kendimi yokladım. Yüz bin şükür, hiçbir yaram yok. Korkarak doğruldum. Şoförün kafası, parçalanmış, "ah, of" çekiyor. Etrafımı tetkik ettim; şoför tarafındaki camlar hurdahaş olmuş. Benim tarafımdaki ince cam bile kırılmamış. O anda bunun büyük bir keramet olduğunu, mu'cize olmadığını ve bir daha böyle maceralı şeyleri tefekkür etmemek için kerametkârâne Risale-i Nur'un bir tokadı olduğunu anladım.
Risale-i Nur şakirtlerinden
 Selahaddin Çelebi
ba
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Risale-i Nur'un hakkaniyetine ve ehemmiyetine dair bir imza-yı gaybî hükmünde bu mecmuanın gösterdiği kıymet Risale-i'n-Nur'da bulunduğunu, bu zamanın dehşetli fırtınaları ispat ediyor.
Evet, kardeşlerim, Hazret-i İsâ aleyhisselâm, İncil-i Şerifte demiş ki: "Ben gidiyorum, tâ size tesellîci gelsin. Yani Hazret-i Ahmed aleyhissalâtü vesselâm gelsin" demesiyle Kur'ân'ın beşere gayet büyük bir neticesi, bir gayesi, bir hediyesi, tesellîdir.
Evet, bu dehşetli kâinatın fırtınaları ve zeval ve tahribatları ve bu boşluk nihayetsiz fezada herşeyle alâkadar olan insan için tesellîyi ve istimdat noktalarını Kur'ân veriyor. En ziyade o tesellîye muhtaç bu zamandır. Ve en ziyade kuvvetli bir surette o tesellîyi ispat eden, gösteren Risale-i Nur'dur. Çünkü zulümat ve evhamın menbaı olan tabiatı, o delmiş geçmiş, hakikat nuruna girmiş.
Yirmi Dokuzuncu ve Otuzuncu ve On Altıncı Sözler gibi ekser parçalarında, hakaik-i imaniyenin yüzer tılsımlarını keşf ve izah edip, aklı inkârdan ve tereddütlerden kurtarmış. İşte bu hakikat içindir ki, bu çok usandırıcı zamanda, usandırmayacak bir tarzda, çok tekrarla, aklı başında olanları Risale-i Nur'la meşgul ediyor. Re'fet mektubunda demiş: "Ne vakit bir araya gelsek, Sözler'den birisini açıp okuruz, tatlı tatlı istifade edip Üstadımızla görüşürüz. Hem Risale-i Nur'un en bâriz hâsiyeti, usandırmamaktır. Yüz defa okunsa, yüz birinci de yine zevkle okunabilir." Demiş, doğru söylemiş.

SORU & CEVAP
İsminiz Sorunuz