Üçüncü Mesele olan Üçüncü Risale.... 326-332
Bu biçâre müflis Said'in ziyaretine gelenlerin ne niyetle görüşmeleri lâzım geldiğini beyan edip, sırf Kur'ân-ı Hakimin dellâlı itibariyle görüşmek lâzım
geldiğini ve o görüşmenin mühim faydalarını ve Said'in şahsiyetinin hiçliği nazara alınmayacağını, belki dellâlı olduğu mukaddes dükkânın kıymetdar cevherlerini nazara almak lâzım geldiğini "Beş Nokta" ile gayet güzel bir sûrette ispat etmekle beraber; hizmet-i Kur'âniyenin kerâmâtından ve inâyet-i Rabbaniyeden, ben ve bazı kardeşlerim mazhar olduğumuz çok inâyetlerden birkaç vaki ve kat'i misalleri zikrediyor. Bu risalenin tetimmesinde; risalelerin yazmasında, hususan telifinde ve bilhassa Yirmi Dokuzuncu Mektup'ta tezahür eden hârika bir inâyeti beyan ediyor.
Dördüncü Risale olan Dördüncü Mesele.... 332-335
Mescidimize iki defa taarruz edildi, âhirki def'a da kapadılar. Ondan iki veya üç sene mukaddem, yine mübarek bir misafirin gelmesiyle, gayet vahşiyâne ve zalimâne tecavüz edildiği için, her taraftan benden sual edildi. Böyle merak-ı umumiyeyi tahrik eden bir hâdiseye lâyık cevap vermek için, Eski Said lisaniyle "Dört Nokta" ile mühim bir ibretli cevaptır.
Beşinci Risale olan Beşinci Mesele.... 335-338
Kur'ân-ı Mucizü'l-Beyan'da tekrar ile اَفَلاَ يَشْكُرُونَ.. اَفَلاَ يَشْكُرُونَ.. 1 ve şükretmeyenleri, otuz bir def'a فَبِاَىِّ اٰلاَءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 2 fermaniyle tehdit ettiğinin sırrını gayet âli ve tatlı ve makul ve makbul bir sûrette tefsir ediyor; insan bir şükür fabrikası olduğunu ispat ediyor. Kâinat bir ni'met hazinesi olup; şükür ise