Şualar

  • Beşinci Şuâ
  • On Beşinci Şuâ
  • Birinci Şuâ
  • Sekizinci Şuâ
  • Fihrist
    • Şualar, 485. Sayfa

      İmam-ı Ali radıyallahu anhın en mühim ve en müdakkik üveysî bir şakirdi ve İslâmiyetin en meşhur ve parlak bir hücceti olan Hüccetü'l-İslâm İmam-ı Gazâlî (r.a.) diyor ki: "Onlar vahiyle Peygambere (a.s.m.) nazil olduğu vakit, İmam-ı Ali'ye (r.a.) emretti, 'Yaz'; o da yazdı, sonra nazmetti."
      İmam-ı Gazâlî (r.a.) diyor:
      اِنَّ هٰذِهِ الدَّعْوَةَ الشَّرِيفَةَ وَالْوَفْقَ الْعَظِيمَ وَالْقَسَمَ الْجَامِعَ وَاْلاِسْمَ اْلاَعْظَمَ وَالسِّرَّ الْمَكْنُونَ الْمُعَظَّمَ بِلاَ شَكٍّ كَنْزٌ مِنْ كُنُوزِ الدُّنْيَا وَاْلاٰخِرَةِ * 3
      İmam-ı Gazâlî, İmam-ı Nureddin'den ders alarak bu Celcelûtiye'nin hem Süryânî kelimelerini, hem kıymetini ve hâsiyetini şerh etmiş.
      DÖRDÜNCÜ REMİZ
      İmam-ı Ali (r.a.) Sirâcü'n-Nur'dan haber verdikten sonra, yine otuz üç ve bir cihetle otuz iki adet Süryânîce esmâtâdâd ederken, Risale-i Nur'un en kuvvetli, en kıymettar olan Mu'cizat-ı Kur'âniye Risalesine ve Otuz İkinci Söze kuvvetli işaret ettiği gibi, sair risalelere de remzen veya imâen veya telvihen bakar.
      Evet, Hazret-i İmam-ı Ali (r.a.) Risale-i Nur'a bakarak, Süryânî isimleri derc ederek diyor:
      تُقَادُ سِرَاجُ النُّورِ سِرًّا بَيَانَةً * تُقَادُ سِرَاجُ السُّرْجِ سِرًّا تَنَوَّرَتْ * 4
      بِنُورِ جَلاَلٍ بَازِخٍ وَشَرَنْطَخٍ * بِقُدُّوسِ بَرْكُوتٍ بِهِ النَّارُ اُخْمِدَتْ * 1
      بِيَاهٍ وَيَايُوهٍ نَمُوهٍ اَصَالِيًا * بِطَمْطَامٍ مِهْرَاشٍ لِنَارِ الْعِدَاسَمَتْ *
      2
      بِهَالٍ اَهِيلٍ شَلْعٍ شَلْعُوبٍ شَالِعٍ * طَهِىٍّ طَهُوبٍ طَيْطَهُوبٍ طَيَطَّهَتْ *
      3
      اَنُوخٍ بِيَمْلوُخٍ وَاَبْرُوخٍ اُقْسِمَتْ *بِتَمْلِيخِ * اٰيَاتٍ شَمُوخٍ تَشَمَّخَتْ اَبَاذِيخَ بَيْذُوخٍ وَذَيْمُوخٍ بَعْدَهَا * خَمَارُوخٍ يَشْروُخٍ بِشَرْخٍ تَشَمَّخَتْ *
      4
      بِبَلْخٍ وَسِمْيَانٍ وَبَازُوخٍ بَعْدَهَا * بِذَيْمُوخٍ اَشْمُوخٍ بِهِ الْكَوْنُ عُمِّرَتْ * بِشَلْمَحَتِ اقْبَلْ دُعَۤائِى...
      diye dua ile hatmeder. Hazret-i İmam-ı Ali (r.a.) başta sarahatle haber verdiği Risale-i Nur'u, Sirâcü'n-Nur ve Siracü's-Sürc namıyla birinci mertebede âşikâr onu gösterip tâdâd ederken, tâ yirmi beşe geldiği vakit بِتَمْلِيخٍ اٰيَاتٍ شَمُوخٍ تَشَمَّخَتْ der. Âyât-ı Kur'âniyenin i'cazlarını beyan ve Kur'ân'ın kırk vech ile mu'cize olduğunu yedi adet küllî vecihlerde ispat eden Risale-i Nur'un en meşhur ve parlak risalesi olan Yirmi Beşinci Söz namındaki Mu'cizat-ı Kur'âniye Risalesine işaret eder. Çünkü başta Sirâcü'n-Nur'un birinci mertebede sayılması, hem بِتَمْلِيخِ اٰيَاتٍ fıkrasında اٰيَاتٍ kelimesinin bulunması, hem yirmi beşinci mertebede zikretmesi, kuvvetli bir karinedir ki, pek çok âyetleri zikredip i'cazları ve sırları beyan eden Yirmi Beşinci Söze mânâ-yı mecazî ile bakar. Ve sûrelerin tâdâdında dahi yine yirmi beşinci mertebede ibareyi değiştirip, baştan başlar gibi بِحَقِّ تَبَارَكَ diyerek Risale-i Nur'un en mübarek

      SORU & CEVAP
      İsminiz Sorunuz