اَلَّذِينَ اٰمَنُوا denilmesi, onun hak olduğunu bilmek iman sebebiyle olduğuna ve keza onun hak olduğunu bilmek iman olduğuna işarettir.
Belâgat nokta-i nazarından makama daha münasip olan اَنَّهُ الْبَلِيغُ 4 cümlesine tercihan اَنَّهُ الْحَقُّ 5 denilmesi onların itirazlarından kastettikleri son neticeye işarettir. Çünkü onlarla maksatları, Allah'tan olduğunu nefyetmektir.
اَنَّهُ الْحَقُّ Hakkaniyetin o temsile hasredilmesinden anlaşılır ki, takbih edilmeyip istihsan edilen yalnız بَعُوضَةً 6 temsilidir. بَعُوضَةً 'nin gayrısı ve بَعُوضَةً 'den daha iyisi, ayıplardan hâli olsa bile, belâgatçe بَعُوضَةً 'nin yerini tutamaz. Çünkü yalnız ayıplardan selâmet, kemâle delil olamaz.
مِنْ رَبِّهِمْ 7 O temsilin, Rablerinden nâzil olduğunu ifade eden bu kayıt, onlar itirazlarına hedef ittihaz ettikleri, o temsilin nüzulü olduğuna işarettir.
وَاَمَّا الَّذِينَ كَفَرُوا 1 Bu اَمَّا evvelki اَمَّا gibi mâkabllerindeki icmâli tafsil etmekle, tahkik ve tekidi ifade ediyor.
اَلَّذِينَ كَفَرُوا 2 'nun اَلْكَافِرُونَ 3 kelimesine tercihan zikredilmesi, onların bu inkârı, kalblerinde rüsuh peydâ eden küfürden neş'et ettiğine ve onun için onları yine küfre götürdüğüne işarettir.