Redirecting you...

, 285. Sayfa


ONUNCU SÖZ: .... 38
فَانْظُرْ اِلٰۤى اٰثَارِ رَحْمَتِ اللهِ كَيْفَ يُحْيِى اْلاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا اِنَّ ذٰلِكَ لَمُحْيِى الْمَوْتٰى وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ * 2
âyetinin meâlinde ve haşir ve âhiret hakkındaki âyâtın mühim bir hakikatını, on iki mantıkî ve mâkul suret-i temsiliye ile ve on iki hakaik-ı kàtıa-i bâhire ile tefsir etmekle beraber, iman-ı bi'l-âhireti o kadar kuvvetli bir surette ispat eder ki, bütün bütün kalbi ölmemiş ve bütün bütün aklı sönmemiş bir insan o isbata karşı teslim olur, izn-i İlâhi ile imana gelir. İmana gelmezse de inkârdan vazgeçmeye mecbur olur.
ON BİRİNCİ SÖZ: .... 96
وَالشَّمْسِ وَضُحٰيهَا * وَالْقَمَرِ اِذَا تَلٰيهَا * وَالنَّهَارِ اِذَا جَلّٰيهَا * وَالَّيْلِ اِذَا يَغْشٰيهَا * وَالسَّمَۤاءِ وَمَا بَنٰيهَا * وَاْلاَرْضِ وَمَا طَحٰيهَا * وَنَفْسٍ وَمَاسَوّٰيهَا * فَاَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوٰيهَا * قَدْ اَفْلَحَ مَنْ زَكّٰيهَا * وَقَدْخَابَ مَنْ دَسّٰيهَا * 1
وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَ اْلاِنْسَ اِلاَّ لِيَعْبُدُونِ *
2
âyetlerinin yüksek ve geniş bir hakikatını Sûre-i Şemsin mu'cizâne işaret ettiğini ve kâinatı muntazam bir saray sûretinde gösterdiğini, ulvi ve vüs'atli bir temsil ile tefsir etmekle beraber, mahiyet-i insaniyedeki vezâif-i ubûdiyet ve cihâzât-ı insaniyeyi ve Rubûbiyyet-i İlâhiyenin envâ-ı tecelliyatına karşı ubûdiyet-i insâniyenin mukabelelerini o kadar güzel bir sûrette ispat ediyor ki: Sûre-i Veşşems'in mu'cizâne olan işaretini hârika bir sûrette ve en azîm bir dairede âzam bir Rubûbiyeti ekmel bir ubûdiyetle karşılaştırıyor.
ON İKİNCİ SÖZ: .... 105
وَمَنْ يُؤْتَ الْحِكْمَةَ فَقَدْ اُوتِىَ خَيْرًا كَثِيرًا 3* وَبِالْحَقِّ اَنْزَلْنَاهُ وَبِالْحَقِّ نَزَلَ * 4
âyetlerinin meâlinde ve hikmet-i Kur'âniyenin fazileti hakkında yüzer âyâtın mühim bir hakikatını, hikmet-i felsefe ile hikmet-i Kur'âniyenin muvazenesi sûretinde gayet parlak bir temsil ile tefsir etmekle Kur'ân'ın bir mu'cizesini ve
i'câzını ve onun karşısında hikmet-i felsefenin aczini ve sukutunu hârika bir sûrette ispat eder, körlere de gösterir. Bu söz, On Birinci Söz gibi gayet mühimdir. Herkes onlara muhtaçtır.
ON ÜÇÜNCÜ SÖZ: .... 111
İki makamdır.
Birinci Makam: .... 111
وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْاٰنِ مَا هُوَ شِفَۤاءٌ وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِنِينَ 1 * âyetiyle وَمَا عَلَّمْنَاهُ الشِّعْرَ وَمَا يَنْبَغِى لَهُ 2 âyetinin meâlinde ve hikmet-i Kur'âniyenin kudsiyeti ve vüs'ati ve şiirden istiğnası hakkındaki âyâtın mühim bir sırrını tefsir etmekle beraber, Kur'ân-ı Mucizü'l-Beyân'ın yüksek mu'cizâne hikmetini, felsefenin aşağı ve dar hikmeti ile muvazene ediyor. Hikmet-i Kur'âniyedeki kesret ve

SORU & CEVAP
İsminiz Sorunuz