Redirecting you...

, 72. Sayfa


ON İKİNCİ HAKİKAT
BâbRisaletve't-Tenzil dir.
Bismillâhirrahmânirrahîm'in cilvesidir.
Hiç mümkün müdür ki, bütün enbiya, mucizelerine istinad ederek sözünü teyid ettikleri ve bütün evliya, keşif ve kerametlerine istinad edip dâvâsını tasdik ettikleri ve bütün asfiya, tahkikatına istinad ederek hakkaniyetine şehadet ettikleri Resul-i Ekrem Sallâllahu Aleyhi ve Sellemin tahakkuk etmiş bin mucizâtının kuvvetine istinad edip bütün kuvvetiyle, hem kırk vech ile mucize olan Kur'ân-ı Hakîm binler âyât-ı kat'iyesine istinad ederek bütün kat'iyetle açtıkları âhiret yolunu ve küşad ettikleri Cennet kapısını, sinek kanadı kadar kuvveti bulunmayan vâhi vehimler, ne haddi var ki kapatabilsin?
ba
Geçen Hakikatlerden anlaşıldı ki, haşir meselesi öyle râsih bir hakikattir ki, küre-i arzı yerinden kaldıracak, kırıp atacak bir kuvvet o hakikati sarsamaz. Zira, o hakikati Cenâb-ı Hak bütün esmâ ve sıfâtının iktizasıyla tesbit ediyor. Ve Resul-i Ekremi bütün mucizat ve berâhiniyle tasdik ediyor. Ve Kur'ân-ı Hakîm bütün hakaik ve âyâtıyla onu ispat ediyor. Ve şu kâinat bütün âyât-ı tekvîniye ve şuûnât-ı hakîmânesiyle şehadet ediyor. Acaba hiç mümkün müdür ki, haşir meselesinde Vâcibü'l-Vücud ile bütün mevcudat-kâfirler müstesna olarak-ittifak etmiş olsun; kıl kadar kuvveti olmayan şüpheler, şeytanî vesveseler, o dağ gibi hakikat-i râsiha-i âliyeyi sarssın, yerinden kaldırsın? Hâşâ ve kellâ!
Sakın zannetme, delâil-i haşriye bahsettiğimiz On İki Hakikate münhasırdır.
Hayır, belki yalnız Kur'ân-ı Hakîm, geçen şu On İki Hakikatleri bize ders verdiği gibi, daha binler vücuha işaret edip, herbir vecih kavî bir emaredir ki, Hâlıkımız bizi bu dar-ı fâniden bir dar-ı bâkiye nakledecektir.
Hem sakın zannetme ki, haşri iktiza eden esmâ-i İlâhiye, bahsettiğimiz gibi yalnız Hakîm, Kerîm, Rahîm, Âdil, Hafîz isimlerine münhasırdır. Hayır, belki kâinatın tedbirinde tecellî eden bütün esmâ-i İlâhiye âhireti iktiza eder, belki istilzam eder.
Hem zannetme ki, haşre delâlet eden kâinatın âyât-ı tekvîniyesi şu geçen bahsettiğimize münhasırdır. Hayır, belki ekser mevcudatta sağa sola açılır perdeler gibi vecih ve keyfiyetleri vardır ki, bir vechi Sânie şehadet ettiği gibi, diğer vechi de haşre işaret eder. Meselâ, insanın ahsen-i takvimdeki hüsn-ü masnuiyeti Sânii gösterdiği gibi, o ahsen-i takvimdeki kabiliyet-i camiasıyla kısa bir zamanda zevâl bulması, haşri gösterir. Bazı kere bir vech ile iki nazarla bakılsa, hem Sânii, hem haşri gösterir. Meselâ, ekser eşyada görünen hikmetin tanzimi, inâyetin tezyini, adaletin tevzini ve rahmetin taltifi, nasıl ki mahiyetlerine bakılsa bir Sâni-i Hakîm, Kerîm, Âdil, Rahîmin dest-i kudretinden çıktığını gösterirler. Onun gibi, bunların kuvveti ve hadsizlikleriyle beraber şunların mazharları olan şu fâni mevcudatın ehemmiyetsiz ve az yaşamasına bakılsa, âhiret görünür.
Demek ki, herşey lisan-ı hâl ile "Âmentü billâhi ve bi'l-yevmi'l-âhir" okuyor ve okutturuyor.
ba

SORU & CEVAP
İsminiz Sorunuz