Sözler Cilt 2

Sözler Cilt 2, 102. Sayfa

gibi nurefşan neyyirâtıyla câmid dünyayı eritir. اِذَا السَّمَۤاءُ انْفَطَرَتْ 6 ve
اِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ 7 ve اِذَا السَّمَۤاءُ انْشَقَّتْ 8
وَنُفِخَ فِى الصُّورِ فَصَعِقَ مَنْ فِى السَّمٰوَاتِ وَمَنْ فِى اْلاَرْضِ اِلاَّ مَنْ شَۤاءَ اللهُ * 9
mevt-âlûd tabirleriyle dünyanın ebediyet-i mevhumesini parça parça eder.
يَعْلَمُ مَا يَلِجُ فِى اْلاَرْضِ وَمَا يَخْرُجُ مِنْهَا وَمَا يَنْزِلُ مِنَ السَّمَۤاءِ وَمَا يَعْرُجُ فِيهَا وَهُوَ مَعَكُمْ اَيْنَمَا كُنْتُمْ وَاللهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ * 10
وَقُلِ الْحَمْدُ لِلّٰهِ سَيُرِيكُمْ اٰيَاتِهِ فَتَعْرِفُونَهَا وَمَا رَبُّكَ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ *
11
Gök gürlemesi gibi sayhalarıyla, tabiat fikrini tevlid eden gafleti dağıtır.
İşte, Kur'ân'ın baştan başa, kâinata müteveccih olan âyâtı şu esasa göre gider.
Hakikat-i dünyayı olduğu gibi açar, gösterir. Çirkin dünyayı, ne kadar çirkin olduğunu göstermekle, beşerin yüzünü ondan çevirtir, Sânie bakan güzel dünyanın güzel yüzünü gösterir, beşerin gözünü ona diktirir. Hakikî hikmeti ders verir, kâinat kitabının mânâlarını talim eder, hurufat ve nukuşlarına az bakar. Sarhoş felsefe gibi çirkine âşık olup, mânâyı unutturup, hurufatın nukuşuyla insanların vaktini mâlâyâniyatta sarf ettirmiyor.
ÜÇÜNCÜ ZİYA
İkinci Ziyada, hikmet-i beşeriyenin hikmet-i Kur'âniyeye karşı sukutuna ve hikmet-i Kur'âniyenin i'câzına işaret ettik. Şimdi, şu Ziyada, Kur'ân'ın şakirtleri olan asfiya ve evliya ve hükemanın münevver kısmı olan hükema-yı işrâkıyyunun hikmetleriyle Kur'ân'ın hikmetine karşı derecesini gösterip şu cihette Kur'ân'ın i'câzına muhtasar bir işaret edeceğiz.
İşte, Kur'ân-ı Hakîmin ulviyetine en sadık bir delil ve hakkaniyetine en zahir bir burhan ve i'câzına en kavî bir alâmet şudur ki: Kur'ân, bütün aksâm-ı tevhidin bütün merâtibini, bütün levâzımâtıyla muhafaza ederek beyan edip muvazenesini bozmamış, muhafaza etmiş; hem bütün

SORU & CEVAP
İsminiz Sorunuz