Otuz Birinci Söz
Mirac-ı Nebeviyeye (a.s.m.) dairdir
İHTAR: Mirac meselesi, erkân-ı imaniyenin usulünden sonra terettüp eden bir neticedir. Ve erkân-ı imaniyenin nurlarından medet alan bir nurdur. Erkân-ı imaniyeyi kabul etmeyen dinsiz mülhidlere karşı, elbette bizzat ispat edilmez. Çünkü, Allah'ı bilmeyen, Peygamberi tanımayan ve melâikeyi kabul etmeyen veya semâvâtın vücudunu inkâr eden adamlara Miracdan bahsedilmez; evvelâ o erkânı ispat etmek lâzım geliyor. Öyle ise, biz, Miracda istib'âd ile vesveseye düşen bir mü'mini muhatap ittihaz ederek, ona karşı serd-i kelâm edip ara sıra, makam-ı istimâda olan mülhidi nazara alıp serd-i kelâm edeceğiz. Bazı Sözlerde hakikat-i Miracın bir kısım lem'aları zikredilmiştir. İhvanlarımın ısrarıyla, ayrı ayrı o lem'aları hakikatin aslıyla birleştirmek ve kemâlât-ı Ahmediyenin (a.s.m.) cemâline birden bir âyine yapmak için, inayeti Allah'tan istedik.
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
سُبْحَانَ الَّذِۤى اَسْرٰى بِعَبْدِهِ لَيْلاً مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اِلَى الْمَسْجِدِ اْلاَقْصَا الَّذِى بَارَكْنَا حَوْلَهُ لِنُرِيَهُ مِنْ اٰيَاتِنَا اِنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ * 1
اِنْ هُوَ اِلاَّ وَحْىٌ يُوحٰى * عَلَّمَهُ شَدِيدُ الْقُوٰى * ذُومِرَّةٍ فَاسْتَوٰى * وَهُوَ بِاْلاُفُقِ اْلاَعْلٰى * ثُمَّ دَنَا فَتَدَلّٰى * فَكَانَ قَابَ قَوْسَيْنِ اَوْ اَدْنى * فَاَوْحٰۤى اِلٰى عَبْدِهِ مَۤا اَوْحٰى * مَا كَذَبَ الْفُؤَادُ مَارَاٰى * اَفَتُمَارُونَهُ عَلٰى مَا يَرٰى * وَلَقَدْ رَاٰهُ نَزْ لَةً اُخْرٰى * عِنْدَ سِدْرَةِ الْمُنْتَهٰى * عِنْدَهَا جَنَّةُ الْمَاْوٰي * اِذْ يَغْشَى السِّدْرَةَ مَا يَغْشٰى * مَا زَاغَ الْبَصَرُ وَمَا طَغٰى * لَقَدْ راٰي مِنْ اٰيَاتِ رَبِّهِ الْكُبْرٰى * 1