Fihrist
YİRMİ DÖRDÜNCÜ SÖZ: .... 3-32
اَللهُ لاَ اِلٰهَ اِلاَّ هُوَ لَهُ اْلاَسْمَۤاءُ الحُسْنٰى 2 âyetinin meâlinde ve Esmâ-i Hüsnanın
cilveleri hakkındaki çok âyâtın muazzam bir hakikatını beş dal nâmıyla mebâhis-i azime ile tefsir ediyor.
Birinci ve İkinci Dalları, mühim esrârın muhtasar bir hazinesidir.
Üçüncü Dal, hadislere gelen evhamı on iki kaide ile reddeder, evhamın esaslarını keser.
Dördüncü Dal, kâinat sarayında istihdam olunan nebatat ve hayvanat ve insan ve melâike taifelerinin sırr-ı istihdamlarını ve güzel vazife-i ubûdiyet ve tesbihlerini ve haşmet-i rububiyet-i İlâhiyeyi câzibedar bir tarzda beyan eder.
Beşinci Dal, اَللهُ لاَ اِلٰهَ اِلاَّ هُوَ لَهُ اْلاَسْمَۤاءُ الحُسْنٰى 1 âyetinin şecere-i nûrâniyesinin hadsiz meyvelerinden beş meyvesini gayet parlak ve güzel bir sûrette gösteriyor. Bu beş meyve ve Otuz Birinci Söz'ün âhirindeki Beş Meyve, çok şirindirler. Tatlı ilim isteyenler onları alsın okusun.
YİRMİ BEŞİNCİ SÖZ: ..... 33-124
قُلْ لَئِنِ اجْتَمَعَتِ اْلاِنْسُ وَالْجِنُّ عَلٰۤى اَنْ يَاْتُوا بِمِثْلِ هٰذَا الْقُرْاٰنِ لاَ يَاْتُونَ بِمِثْلِهِ وَلَوْ كَانَ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ ظَهِيرًا * 2
âyetinin hakikatını te'yid eden yüzer âyâtın en mühim bir hakikatı olan i'câz-ı Kur'ânîyi tefsir eder. Üç Şua içinde kırk vücuh-u i'câziyeyi beyan ve tefsir ediyor ki, Kur'ân, kelâmullah olduğunu gündüzdeki ziya, güneşin vücudunu gösterdiği gibi, öylece gösterir ve ispat eder. Nısf-ı evvel çendan sür'atli te'lif edilmiş, fakat istirahat-ı kalb ile yazıldığı için izahlıdır. Nısf-ı âhir bâzı esbab-ı mühimmeye binâen