YİRMİ SEKİZİNCİ SÖZ: .... 155-161
وَبَشِّرِ الَّذِينَ اٰمَنُو وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ اَنَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِى مِنْ تَحْتِهَا اْلاَنْهَارُ كُلَّمَا رُزِقُوا مِنْهَا مِنْ ثَمَرَةٍ رِزْقًا قَالُوا هٰذَا الَّذِى رُزِقْناَ مِنْ قَبْلُ وَاُتُوا بِهِ مُتَشَابِهًا وَلهُمْ فِيهَۤا اَزْوَاجٌ مُطَهَّرَةٌ وَهُمْ فِيهَا خَالِدُونَ * 1
âyetinin cennete ve saadet-i ebediyeye dair hakikatını te'yid eden yüzer âyâtın mühim bir hakikatını iki makamla tefsir eder.
Birinci Makam: "Beş Sual ve Cevap" namıyla Cennetin lezâiz-i cismâniyesine ve huriler hakkında medar-ı tenkit olmuş meseleleri öyle güzel bir sûrette beyan eder ki, herkesi ikna eder.
İkinci Makam: Arabiyyü'l-ibare olarak on iki lâsiyyema kelimesiyle başlar ve gayet kuvvetli ve kat'i ve hiçbir cihette sarsılmaz, haşre dair, Cennet ve Cehennemin hakkaniyetine medar binler burhanı tazammun eden bir burhan-ı bâhirdir ki; o burhan, Onuncu Söz'ün menşei ve esâsı ve hulâsasıdır.
YİRMİ DOKUZUNCU SÖZ: .... 162-190
قُلِ الرُّوحُ مِنْ اَمْرِ رَبِّى 2* وَالْمُؤْمِنُونَ يُؤْمِنُونَ بِاللهِ وَمَلٰۤئِكَتِهِ 3* وَمَۤا اَمْرُ السَّاعَةِ اِلاَّ كَلَمْحِ الْبَصَرِ اَوْهُوَ اَقْرَبُ 4* مَاخَلْقُكُمْ وَلاَ بَعْثُكُمْ اِلاَّ كَنَفْسٍ وَاحِدَةٍ * 5
âyetlerinin meâlindeki yüzer âyâtın haşir ve bekà-i ruha ve melâikeye dair üç mühim hakikatını tefsir eder. Bekà-i ruhu o kadar güzel ispat eder ki, cesedin vücudu gibi, ruhun bekasını gösterir. Ve melâikenin vücutlarını görmediğimiz Amerika insanlarının vücutları gibi ispat eder. Ve haşir ve kıyâmetin vücud ve tahakkuklarını o kadar mantıkî ve aklî bir surette ispat eder ki, hiçbir feylesof, hiçbir münkir itiraza mecal bulamaz. Teslim olmazsa da mülzem olur. Hususan âhirindeki "Remizli Nüktenin Sırrı" namiyle haşr-i ekberin esbâb-ı mucibesini ve hikmetlerini öyle bir tarzda beyan eder ki, tılsım-ı kâinatın üç muammasından bir muammasını gayet parlak bir surette halleder.Haşiye