- 81 -
Aziz, sıddık kardeşlerim ve hizmet-i imaniyede azimkâr kardeşlerim,
Evvelâ: Birinci vazife-i Nuriye, inşaallah matbaanın pek çok fevkinde iş görecek. Şimdi de şakirtlerine büyük sevaplar ve kuvvetli iman hizmetleri veriyor. Acaba bu vazife ileri gidiyor mu, yoksa bu kışın ağır şeraitiyle geri mi kalıyor?
İkinci vazife de, Onuncu Söz, zeyilleriyle beraber, iki Mu'cizât risaleleri ve zeyillerinin âhirinde bulunmak lâzımdır. Birinci vazifesini bitirenler, yine mevcudu varsa, bir cilt içine almaya çalışsınlar; yoksa, tedarik etsinler. Çünkü âlem-i İslâm, şimdiki intibahı, vahdet-i İslâma çalışması, herhalde Risale-i Nur gibi eserleri arayacak ve büyük dairelerin geniş nazarlarına elbette büyük mecmualar lâzımdır.
Saniyen: Sizin bana yardımınız iki cihetle pek zahir ve pek büyüktür.
Birincisi: Sizin fütursuz hizmet-i Nuriyede çalışmanız benim bütün musibetlerimi ve sıkıntılarımı hiçe indiriyor, bilâkis sürurlara kalbediyor.
İkinci cihet: Kat'iyen biliniz ki, duanız, onların ağır ve işkenceli zulümlerini, benim hakkımda inayetkâr, maslahattar merhametlere çevirmesine sebep olduğuna kat'iyen şüphem kalmadı.
Ezcümle: Memurları ve halkları benden ürkütmeleri, beni büyük hatâlardan ve tasannulardan ve ihlâsa münâfi hâletlerden ve vaktimi zayi etmekten kurtarıp, kader-i İlâhînin hakkımda, zulm-ü beşerî içinde tam adaletini ve inayetini gösterdi. Buna kıyasen, başıma ne gelse, altında bir rahmet var. Yalnız benimle meşgul olmaları için on dirhem zarar, Risale-i Nur'un on bin lirasını kurtarıyor. Onun için, siz hiç beni merak etmeyiniz. Hattâ bazan damarlarıma dokunduracak tarzdaki ihanetlerine karşı beddua etmek isterken, onların yakında ölüm
idamıyla, kabr-i haps-i münferitte azapları ve bu ihanetlerinin neticesinde bana ait maslahatları ve hizmetimize menfaatleri düşündükçe, bedduadan vazgeçiyorum.
Salisen: Her hafta bir iki mektubunuz bana hem şifâ, hem medâr-ı tesellî ve mânevî bir sohbetle sizinle görüşmeye vesile olmasından, kemal-i şevkle postayı bekliyorum.
Umumunuza birer birer selâm ve dua...
Said Nursî