İşarat'ül İ'caz

İşaratul İcaz, 147. Sayfa

başındaki و harf-i atıftır. Malûm ya, birşeyin diğer birşeye atfı, aralarında bir münasebetin bulunmasına mütevakkıftır. Halbuki اِنْ كُنْتُمْ فِى رَيْبٍ 2 ile يَۤا اَيُّهَا النَّاسُ اعْبُدُوا 3 cümleleri arasında münasebet görünmüyor. Bunların aralarındaki münasebet, ancak iki sual ve cevabın takdiriyle tezahür eder. Şöyle ki:
Evvelki âyette ibadete emredildiğinde, "İbadet nasıldır?" diye vârit olan suale cevaben, "Kur'ân'ın talim ettiği gibi" denildi. "Kur'ân Allah'ın kelâmı mıdır?" diye edilen ikinci suale cevaben وَاِنْ كُنْتُمْ فِى رَيْبٍ ilâ âhir denildi. İşte, her iki cümle arasında bir suretle münasebet tezahür eder ve harf-i atfın da muktezası yerine gelir.
S - اِنْ şek ve tereddüdü ifade eder. اِذَا ise, cezm ve kat'iyete delâlet eder.
Onların şek ve raybları, Kur'ân hakkında kat'îdir. Binaenaleyh, makamın iktizahilâfına اِنْ kelimesinin اِذَا kelimesine tercihan zikrinde ne gibi bir işaret vardır?
C - Evet, onların şek ve rayblarını izale edecek esbabın zuhurundan dolayı, o gibi şüphelerin vücuduna kat'iyetle hükmedilemeyeceğine, ancak o şeklerin vücuduna yine şek ve şüphe ile hükmedilebileceğine işarettir.
İhtar: اِنْ kelimesinin ifade ettiği şek ve tereddüd, üslûbun iktizasına göredir, hâşâ, Mütekellime ait değildir.
وَاِنْ كُنْتُمْ فِى رَيْبٍ 1 ile اِنِ ارْتَبْتُمْ 2 cümleleri bir mânâyı ifade ettikleri ve ikinci cümle, birinci cümleden kısa olması üslûba daha

SORU & CEVAP
İsminiz Sorunuz