İşarat'ül İ'caz

İşaratul İcaz, 33. Sayfa


2. Kur'ân'ın almış olduğu nısıf, terk ettiği nısıftan daha ziyade kesîrü'l-istimaldir.
3. Kur'ân, sûrelerin başında zikrettiği kısım içinde lisan üzerine daha suhuletli olan elif, lâm'ı çok tekrar etmiştir.
4. Kur'ân, aldığı harfleri, hece harflerinin adedince sûrelere tevzi etmiştir.1
5. Hece harflerinin mehmûse, mechûre, şedîde, rahve, müsta'liye, münhafıza, mutbika, münfetiha gibi çiftli cinslerinin herbirisinden yine nısıf almıştır.
6. Çifti, yani eşi olmayan (evtar) kısmında sakilden azı, hafiften çoğu almıştır: Kalkale, zellâka gibi.
7. Kur'ân-ı Azîmüşşanın, sûrelerin başındaki hurûf-u mukattaanın zikredilen minval üzerine tansifleri hakkında ihtiyar ettiği tarîk, 504 ihtimalden intihap edilmiştir. Ve intihap edilen şu tarikten başka hiçbir ihtimalle mezkûr tansif mümkün değildir. Çünkü, taksimler pek çok birbirine girmiş ve çok mütefavittir.
Bu gibi i'câz lem'alarından hisse alamayan, zevkine levm ve itab etsin!
İKİNCİ MEBHAS: Bu mebhasta da birkaç letaif vardır:
1. الۤمۤ ile emsalinde göze çarpan garabet, bu harflerin pek garip ve acip birşeyin mukaddemesi ve keşif kolları olduklarına işarettir.
2. Bu sûrelerin başlarındaki taktî-i huruf ile isimleri hecelemek, müsemmânın me'hazine ve neden neş'et ettiğine işarettir.
3. Bu harflerin takti'i, müsemmânın vahid-i itibarî olup, terkib-i mezcî olmadığına işarettir.
4. Bu harflerin takti' ile tâdadı, san'atın madde ve me'hazini muhataba göstermekle muarazaya talip olanlara karşı meydan okuyarak, "İşte, i'câz-ı san'atı, şu gördüğünüz harflerin nazım ve nakışlarından yaptım. Buyurunuz meydana!" diye, onların tahkirane tebkitlerine (tekdirlerine) işarettir.
5. Mânâdan soyulmuş şu hece harflerinin zikri, muarızları hüccetsiz bırakmaya işarettir.
Evet, Kur'ân-ı Mu'cizü'l-Beyan,

SORU & CEVAP
İsminiz Sorunuz