İşarat'ül İ'caz

İşaratul İcaz, 214. Sayfa

İnsan, bu duygularıyla ve keza cismiyle, ruhuyla, kalbiyle dünyanın her bir cüz'ünden istifade edebilir; mâni yoktur.
Beşinci nokta: Bu âyetle diğer bazı âyetlerden anlaşılıyor ki, bu büyük dünya insan için yaratılmıştır. Ve yaratılışında, insanın istifadesi ille-i gaiye olarak nazara alınmıştır. Halbuki arzdan pek büyük olan Zühal'in, meselâ beşeri faidelendiren, yalnız ziyneti ve zayıf bir ziyasıdır. Bu cüz'î faide için ne suretle beşer ona ille-i gaiye olur?
Elcevap: Bir faideyi takip eden adam, bütün fikrini, hayalini o faideye hasreder ve ondan mâada birşeye bakmaz. Ve herşeye kendi hesabına bakar, kimseyi nazara almaz. Hattâ kendisini ille-i gaiye zanneder. Binaenaleyh, bu gibi adama karşı makam-ı imtinanda söylenilen o gibi kelâmlarda mübalâğa yoktur. Evet, binlerce hikmetler için yaratılan Zühal'in herbir hikmetinde binlerce cihetler ve herbir cihetinde binlerce istifade edenler bulunduğu halde, "Hilkatinde o adamın istifadesi, ille-i gaiyeden bir cüz olarak düşünülmüştür" denilirse ne mânii var? Çünkü ille-i gaiye, daima basit birşeyden ibaret değildir.
Altıncı nokta: İmam-ı Ali'nin
وَتَزْعُمُ اَنَّكَ جِرْمٌ صَغِيرٌ وَفِيكَ اِنْطَوَى الْعَالَمُ اْلاَكْبَرُ * 1
emrettiği gibi, insan küçük bir cisim ise de, büyük âlemi içine alacak kadar büyüktür. Öyleyse cüz'î istifadesi küllî olur; öyleyse abesiyet yoktur.
İKİNCİ MESE'LE: ثُمَّ 1 hakkındadır.
Ey arkadaş! Bu âyet, arzın semadan evvel yaratılmış olduğuna delâlet eder ve وَاْلاَرْضُ بَعْدَ ذٰلِكَ دَحٰيهَا 2 âyeti de semâvâtın arzdan evvel halk edildiğine dâldir. Ve كَانَتَا رَتْقًا فَفَتَقْنَاهُمَا 3 âyeti ise ikisinin bir maddeden beraber halk edilmiş ve sonra birbirinden

SORU & CEVAP
İsminiz Sorunuz