İşarat'ül İ'caz

İşaratul İcaz, 264. Sayfa

Kur'ân ve iman için herşeyimizi fedâya seve seve hazırız.
Değil dünyevî ızdıraplar, cehennemî azaplar da verilse, bıçaklarla da doğransak, en müthiş ölümlere de maruz bırakılsak, asırlar boyunca milyonlar mübarek ecdadımızın feda-yı can ettikleri bu kudsî hakikata, bizim cânımız da feda olsun. Bir değil, bin ruhum da olsa, Kur'ân için, iman için hepsini feda etmeye her zaman hazırım!
Şu aziz vatanın taşları, toprakları, âbideleri, kubbeleri, camileri, minareleri, mezar taşları, türbeleri; Kur'ân'ın tebliğ ettiği zemzeme-i Tevhidi haykırıyorlar. İman ve Kur'ân'ın ezelî nûrunu, atom zerratına kadar nüfuz edip ilân ettiği Tevhid hakikatını, hiç bir kuvvet bu vatanın ve bu milletin sîne-i pâkinden silemez.
Muhterem mahkemenizden, yüksek adaletinizden; hakaik-ı Kur'âniyeyi ve vahdaniyet-i İlâhiyeyi haşmetle ilân eden ve tevhidi, âzamî derecede gösteren Risale-i Nur Külliyatının iadesine ve beraatına karar vermenizi rica ederim.
Risale-i Nur, Kur'ân'ın malıdır. Arşı ferşe bağlayan Kelâmullah ile mâzi cânibindeki milyarlar ehl-i iman, evliya ve enbiya alâkadar oldukları gibi, Risale-i Nur mahkemesiyle de mânen alâkadardırlar. Çok ihtiyarlamış arzın, dörtyüz milyon Müslüman sekenesi, Risale-i Nur'un beraatına ve serbestiyetine ve intişarına muntazırdırlar.
Mâzi tarafından perde-i gayb arkasına çekilen mübarek ecdadımızın nûranî kafileleri, ulvî makamlarından Risale-i Nur mahkemesine mânen nâzırdırlar. Müstakbel cephesinin feyizkâr nesilleri, beraatHaşiye kararını bekliyorlar.
Emekli YüzbaşıMehmed Kayalar
ba

SORU & CEVAP
İsminiz Sorunuz