Sıkıntılı musibetlerimi hiçe indiren bir hakikatli tesellidir
Birinci: Hakkımızda zahmet rahmete dönmesi.
İkinci: Kader adaleti içinde rıza ve teslim ferahı.
Üçüncü: İnâyet-i hassanın Nurcular hakkında hususiyetindeki sevinç.
Dördüncü: Geçici olmasından zevâlinde lezzet.
Beşinci: Ehemmiyetli sevaplar.
Altıncı: Vazife-i İlâhiyeye karışmamak.
Yedinci: En şiddetli hücumda en az meşakkat ve küçük yaralar.
Sekizinci: Sair musibetzedelere nisbeten çok derece hafif.
Dokuzuncu: Nur ve iman hizmetinde şiddetli imtihanından çıkan yüksek ilânatın tesiratındaki sürur.
Dokuz adet mânevî sevinçler, öyle teskin edici bir merhem ve tatlı bir ilâçtır ki, tarif edilmez, ağır elemlerimizi teskin ediyor.
Said Nursî
ba
بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ * 1
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Evvelâ: Haccı men eden, zemzemi döktüren, hakkımızda eşedd-i zulme müsâadekâr davranan ve Zülfikar ve Sirâcü'n-Nur'un müsaderesine ehemmiyet vermeyen ve bizi garazkârâne, kanunsuz, tazip eden memurları terfi ettirip hanemizden çıkan mazlumâne lisan-ı hal ile yüksek ağlamamızı ve sesimizi işitmeyen bir müstebit kabinenin zamanında en rahat yer hapistir. Yalnız mümkün olsa başka hapse naklolsak, tam selâmet olur.
Saniyen: Onlar nasıl zorla en mahrem risaleleri en nâmahreme okuttular; öyle de, zorla ısrar edip bizi cemiyet yapmaya mecbur ediyorlar. Halbuki, cemiyet ve komiteciliğe hiç ihtiyacımızı hissetmiyorduk. Çünkü, ittihad-ı ehl-i iman cemaatindeki uhuvvet-i İslâmiye, Nurcularda pek hâlisâne, fedakârâne inkişaf ettiği gibi ve eski ecdatlarımızın