Sikke-i Tasdik-i Gaybi

Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 126. Sayfa

işârâtını kaydedip hesab-ı cifrî münasebetiyle baştan başa ilm-i huruf risalesi gibi görünen ve bir mu'cize-i Kur'âniye hükmünde bulunan risaleye حُرُوفٌ لِبَهْرَامٍ عَلَتْ وَتَشَامَخَتْ kelimesiyle işaret edip, der'akap وَاسْمُ عَصَا مُوسٰى بِهِ الظُّلْمَةُ انْجَلَتْ 1 kelâmıyla dahi risale-i hurufiyeyi takip eden ve el-Âyetü'l-Kübrâ'dan ve başka Resâil-i Nuriyeden terekküp eden ve Asâ-yı Mûsâ namını alan ve Asâ-yı Mûsâ gibi, dalâletin ve şirkin sihirlerini iptal eden Risale-i Nur'un şimdilik en son ve âhir risalesine Âsâ-yı Mûsâ nâmını vererek işaretle beraber mânevî karanlıkları dağıtacağını müjde ediyor.
Evet, وَبِاْلاٰيَةِ الْكُبْرٰى kelimesiyle Yedinci Şuâya işareti kuvvetli karinelerle ispat edildiği gibi, aynı kelime, diğer bir mânâ ile elhak Risale-i Nur'un Âyetü'l-Kübrâsı hükmünde ve ekser risalelerin ruhlarını cem eden ve Arabî bulunan Yirmi Dokuzuncu Lem'aya bu kelâm "müstetbeâtü't-terâkib" kaidesiyle ona bakıyor, efradına dahil ediyor. Öyle ise; Hazret-i İmam-ı Ali (r.a.) dahi bu fıkradan ona bakıp işaret eder diyebiliriz.
Hem sair işârâtın karinesiyle, hem Mektubat'tan sonra Lem'alar'a, başka bir tarz-ı ibare ile îma ederek Lem'alar'ın en parlağının telifi dehşetli bir zamanda ve hapis ve idamdan kurtulmak ve emniyet ve selâmet bulmak için mânâ-yı mecazî ve mefhum-u işârî ile Hazret-i Ali (r.a.) kendi lisanını büyük tehlikelerde bulunan müellifin hesabına istimal ederek وَبِاْلاٰيَةِ الْكُبْرٰى اَمِنِّى مِنَ الْفَجَتْ 1 yani, "Yâ Rab, beni kurtar, emân ve emniyet ver" diye dua etmesiyle, tam tamına Eskişehir Hapishanesinde idam ve uzun hapis tehlikesi içinde telif edilen Yirmi Dokuzuncu Lem'anın ve sahibinin vaziyetine tevafuk karinesiyle kelâm, zimnî ve işârî delâlet ettiğinden diyebiliriz ki, Hazret-i İmam-ı Ali (r.a.) dahi bundan, ona işaret eder.
Hem Otuzuncu Lem'a namında ve altı nükte olan risale-i esmâya bakarak بِاَسْمَۤائِكَ الْحُسْنٰى 2 deyip sair işârâtın karinesiyle, hem Yirmi Dokuzuncu Lem'aya takip karinesiyle, hem ikisinin isimde ve esmâ lâfzında tevafuk karinesiyle, hem teşettüt-ü hale ve sıkıntılı bir gurbete ve perişaniyete düşen müellifi onun telifi bereketiyle teselli ve tahammül bulmasına ve mânâ-yı mecazî cihetinde Hazret-i İmam-ı Ali'nin (r.a.) lisanıyla kendine dua olan

SORU & CEVAP
İsminiz Sorunuz