Sikke-i Tasdik-i Gaybi

Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 85. Sayfa

zulümattan nura çıkaracak bir vesile-i nuraniye Risale-i Nur olduğunu remzen bildirir.
ONUNCU ÂYET يُؤْتِى الْحِكْمَةَ مَنْ يَشَۤاءُ 3
ON BİRİNCİ ÂYET وَيُعَلِّمُهُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَيُزَكِّيهِمْ 4
ON İKİNCİ ÂYET وَيُزَكِّيكُمْ وَيُعَلِّمُكُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ 5 âyetleridir. Meâl-i icmalîleri der ki: "Kur'ân hikmet-i kudsiyeyi size bildiriyor, sizi mânevî kirlerden temizlendiriyor."
Bu üç âyetin küllî ve umumî mânâlarında Risalei'n-Nur kastî bir surette dahil olduğuna iki kuvvetli emâre var.
Birisi şudur ki: Risalei'n-Nur'un müstesna bir hassaism-i Hakem ve Hakîmin mazharı olup bütün safahatında, mebahisinde nizam ve intizam-ı kâinatın ayinesinde ism-i Hakem ve Hakîmin cilveleri olan hikmet-i kudsiyeyi ve hikemiyat-ı Kur'âniyeyi ders veriyor. Mevzuu ve neticesi hikmet-i Kur'âniyedir.
İkinci emâre: Birinci âyet, bin üç yüz yirmi iki (1322) ederek makam-ı ebcedî ile Risalei'n-Nur Müellifinin doğrudan doğruya ulûm-u âliyeden اٰلِيَه başını kaldırıp hikmet-i Kur'âniyeye müteveccih olarak hâdimü'l-Kur'ân vaziyetini aldığı tarihtir ki, bir sene sonra İstanbul'a gitmiş, mânevî mücahedesine başlamış.
İkinci âyet ise, makam-ı cifrîsi bin üç yüz iki (1302) ederek Risale-i Nur Müellifinin Kur'ân dersini aldığı tarihe tam tamına tevafukla remzen Kur'ân'ın bâhir bir burhanı olan Resâili'n-Nur'a bakar.
Üçüncü âyet ise, bin üç yüz otuz sekiz (1338) olduğundan, hikmet-i Kur'âniyeyi Avrupa hükemasına karşı parlak bir surette gösterebilen ve gösteren Risalei'n-Nur Müellifi Dârü'l-Hikmeti'l-İslâmiyede hikmet-i Kur'ânîyeyi müdafaa etmekle, hattâ İngilizin Başpapazı sual ettiği ve altı yüz (600) kelimeyle cevap istediği altı sualine altı kelimeyle cevap vermekle beraber inzivaya girip bütün gayretiyle Kur'ân'ın ilhamatından Risale-i Nur'un meselelerini iktibasa başladığı aynı tarihe tam tamına tevafukla remzen bakar.

SORU & CEVAP
İsminiz Sorunuz