senedir, ikinci günü bir ay, üçüncü günü bir hafta, dördüncü günü bir gündür."2
لاَ يَعْلَمُ الْغَيْبَ إِلاَّ اللهُ 1 Bunun iki te'vili vardır:
Birisi: Büyük Deccalın kutb-u şimâlî dairesinde ve şimal tarafında zuhur edeceğine kinaye ve işarettir. Çünkü kutb-u şimâlînin mevkiinde bütün sene, bir gece bir gündüzdür. Bir gün şimendiferle bu tarafa gelse, yaz mevsiminde bir ay mütemadiyen güneş gurub etmez. Daha bir gün otomobil ile gelse, bir haftada daima güneş görünür. Ben Rusya'daki esaretimde bu mevkie yakın bulunuyordum. Demek Büyük Deccal, şimalden bu tarafa tecavüz edeceğini mu'cizâne bir ihbardır.
İkinci te'vili ise: Hem Büyük Deccalın, hem İslâm Deccalının üç devre-i istibdatları mânâsında üç eyyam var. "Bir günü, bir devre-i hükûmetinde öyle büyük icraat yapar ki, üç yüz sene yapılmaz. İkinci günü, yani ikinci devresi, bir senede, otuz senede yapılmayan işleri yaptırır. Üçüncü günü ve devresi, bir senede yaptığı tebdiller on senede yapılmaz. Dördüncü günü ve devresi âdileşir, bir şey yapmaz, yalnız vaziyeti muhafazaya çalışır" diye, gayet yüksek bir belâğatla ümmetine haber vermiş.
ON ÜÇÜNCÜ MESELE
Kat'î ve sahih rivayette var ki, "İsâ aleyhisselâm Büyük Deccalı öldürür."2
Vel'ilmü indallah, bunun da iki vechi var:
Bir vechi şudur ki: Sihir ve manyetizma ve ispritizma gibi istidracî harikalarıyla kendini muhafaza eden ve herkesi teshir eden o dehşetli Deccalı öldürebilecek, mesleğini değiştirecek, ancak harika ve mu'cizatlı ve umumun makbulü bir zât olabilir ki, o zât, en ziyade alâkadar ve ekser insanların peygamberi olan Hazret-i İsâ aleyhisselâmdır.
İkinci vechi şudur ki: Şahs-ı İsâ aleyhisselâmın kılıncıyla maktul olan
şahs-ı Deccalın, teşkil ettiği dehşetli maddiyyunluk ve dinsizliğin azametli heykeli ve şahs-ı mânevîsini öldürecek ve inkâr-ı ulûhiyet olan fikr-i küfrîsini mahvedecek ancak İsevî ruhânileridir ki, o ruhâniler din-i İsevînin hakikatini hakikat-i İslâmiye ile mezc ederek o kuvvetle onu dağıtacak, mânen öldürecek. Hattâ, "Hazret-i İsâ aleyhisselâm gelir, Hazret-i Mehdiye namazda iktida eder, tâbi olur"1 diye rivayeti, bu ittifaka ve hakikat-i Kur'âniyenin metbuiyetine ve hâkimiyetine işaret eder.
ON DÖRDÜNCÜ MESELE
Rivayette var ki, "Deccalın mühim kuvveti Yahudidir. Yahudiler severek tâbi olurlar."2
Allahu a'lem, diyebiliriz ki, bu rivayetin bir parça te'vili Rusya'da çıkmış. Çünkü, her hükûmetin zulmünü gören Yahudiler, Almanya memleketinde kesretle toplanıp intikamlarını almak için, komünist komitesinin tesisinde