Evet, Muhammed'in (a.s.m.) getirdiği nur ile kâinatın mâhiyeti, kıymeti, kemâlâtı ve içindeki mevcudatın vazifeleri ve neticeleri ve memuriyetleri ve kıymetleri bilinir, tahakkuk eder. Ve kâinat, baştan başa gayet mânidar mektubat-ı İlâhiye ve mücessem bir Kur'ân-ı Rabbânî ve muhteşem bir meşher-i âsâr-ı Sübhâniye olur. Yoksa, adem ve hiçlik ve zevâl ve fena karanlıklarında yuvarlanan karma karışık vahşetli bir virâne, dehşetli bir matemhane mahiyetine düşer. Bu hakikate binaen, kâinatın kemâlâtı ve hikmetli tahavvülâtı ve sermedî mânâları, kuvvetli bir tarzda نَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللهِ 2 der.
On beşinci şehadet: Pek çok kudsî şehadetleri ihtiva eden, bu kâinatta tasarruf ederek zerrattan seyyarata kadar bütün tahavvülât ve harekât ve sekenât ve hayat ve memat gibi bütün tasarrufat, emriyle, iradesiyle, kuvvetiyle bulunan Zât-ı Vâcibü'l-Vücudun icraat-ı rububiyeti ve ef'âl-i Rahmâniyeti cihetinde risalet-i Muhammediyeye (a.s.m.) mukaddes şehadetine işaret eden, bu gelen Arabî fıkradır:
وَبِشَهَادَةِ صَاحِبِ الْكَۤائِنَاتِ وَخَلاَّقِهَا وَمُتَصَرِّفِهَا عَلَى الرِّسَالَةِ الْمُحَمَّدِيَّةِ؛ بِاَفْعَالِ رَحْمَانِيَّتِهِ وَبِاِجْرَاءَاتِ رُبُوبِيَّتِهِ؛ كَفِعْلِ الرَّحْمَانِيَّةِ بِاِنْزَالِ الْقُرْاٰنِ الْمُعْجِزِ الْبَيَانِ عَلَيْهِ، وَبِاِظْهَارِ اَنْوَاعِ الْمُعْجِزَاتِ عَلٰى يَدَيْهِ، وَبِتَوْفِيقِهِ وَحِمَايَتِهِ فِى كُلِّ حَالاَتِهِ، وَبِاِدَامَةِ دِينِهِ بِكُلِّ حَقَۤائِقِهِ، وَبِاِعْلاَءِ مَقَامِ حُرْمَتِهِ وَشَرَفِهِ وَاِكْرَامِهِ عَلٰى جَمِيعِ الْمَخْلُوقَاتِ بِالْمُشَاهَدَةِ وَالْعَيَانِ، وَكَفِعْلِ رُبُوبِيَّتِهِ بِجَعْلِ رِسَالَتِهِ شَمْسًا مَعْنَوِيَّةً لِكَۤائِنَاتِهِ، وَبِجَعْلِ دِينِهِ فِهْرِسْتَةَ كَمَالاَتِ عِبَادِهِ، وَبِجَعْلِ حَقيقَتِهِ مِرْاٰةً جَامِعَةً لِتَجَلِّيَاتِ اُلُوهِيَّتِهِ، وَبِتَوْظِيفِهِ بِوَظَۤائِفَ ضَرُورِيَّةٍ لاَزِمَةٍ لِوُجُودِ الْمَخْلُوقَاتِ فِى هٰذِهِ الْكَۤائِنَاتِ كَلُزُومِ الرَّحْمَةِ وَالْحِكْمَةِ وَالْعَدَالَةِ وَكَضَرُورَةِ لُزُومِ الْغِذَاءِ وَالْمَاءِ وَالْهَوَاءِ وَالضِّيَاءِ * 1
Bu pek kat'î ve çok geniş ve kudsî şehadetin tafsilâtını Risale-i Nur'a havale edip, gayet kısacık bir işaretle meal-i icmalîsine bakacağız:
Evet, bu kâinatta, gözümüz önünde bu muntazam tasarrufatı içinde adalet ve hikmetle ve rahmet ve inayet ve himayetle her zaman iyileri himaye ve fenaları ve yalancıları tokatlamak, rububiyetinin bir âdeti olmasından, ef'âl-i Rahmâniyet muktezasıyla bir Kur'ân-ı Mucizü'l-Beyânı, Muhammed'in (a.s.m.) eline vermesi; ve bine yakın mu'cizelerin pekçok envaını ona vermesi; ve bütün hâlâtında ve en tehlikeli vaziyetlerinde şefkatkârâne himaye ve hattâ güvercin ve örümcekle muhafaza etmesi; ve büyük vazifelerinde onu tam muvaffak etmesi; ve dinini bütün hakikatleriyle idâmesi; ve İslâmiyetini zeminin ve nev-i beşerin başına geçirmesi; ve bütün mahlûkat üstünde bir makam-ı şeref ve meşahir-i insaniyenin fevkinde daimî bir rütbe-i makbuliyet ve dost ve düşmanın ittifakıyla en yüksek hasletleri taşıyan bir şahsiyeti vermekle, beşerin beşten birisini ona ümmet etmesi, gayet kat'î bir tarzda sadıkıyetine ve risaletine şehadet ettiği gibi; ef'âl-i rububiyet cihetinde dahi görüyoruz ki, bu âlemin Mutasarrıfı ve Müdebbiri,