Mektubat

Mektubat, 134. Sayfa

3
İKİNCİ MİSAL: Tevatüre yakın meşhurdur ki, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm, Sahabe ve imana gelenler daha kırka vasıl olmadan ve gizli ibadet etmekte iken, dua etti:
اَللّٰهُمَّ اَعِزَّ اْلاِسْلاَمَ بِعُمَرِ بْنِ الْخَطَّابِ اَوْ بِعَمْرِو بْنِ هِشَامِ * 4
Bir iki gün sonra, Hazret-i Ömer ibnü'l-Hattab imana geldi ve İslâmiyeti ilân ve i'zaz etmeye vesile oldu, "Faruk" ünvan-ı âlisini aldı.5
ÜÇÜNCÜ MİSAL: Bazı Sahabe-i Güzine, ayrı ayrı maksatlar için dua etmiş. Duası öyle parlak bir surette kabul olmuş ki, o keramet-i duaiye, mu'cize derecesine çıkmış.
Ezcümle, başta Buharî ve Müslim haber veriyorlar ki, İbni Abbas'a şöyle dua etmiş:
اَللّٰهُمَّ فَقِّهْهُ فِى الدِّينِ وَعَلِّمْهُ التَّاْوِيلَ 6 duası öyle makbul olmuş ki, İbni Abbas
"tercümanü'l-Kur'ân" ünvan-ı zîşânını ve "habrü'l-ümme," yani "allâme-i ümmet" rütbe-i âlisini kazanmış.1 Hattâ çok gençken, Hazret-i Ömer onu ulema ve kudema-yı Sahabe meclisine alıyordu.2
Hem başta İmam-ı Buharî, ehl-i kütüb-ü sahiha haber veriyorlar ki: Enes'in validesi, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâma niyaz etmiş ki, "Senin hâdimin olan Enes'in evlât ve malı hakkında bereketle dua et." O da dua etmiş, اَللّٰهُمَّ اَكْثِرْ مَالَهُ وَوَلَدَهُ وَبَارِكْ لَهُ فِى مَا اَعْطَيْتَهُ 3 demiş. Hazret-i Enes, âhir ömründe kasemle ilân ediyor ki: "Ben kendi elimle yüz evlâdımı defnetmişim. Benim malım ve servetim itibarıyla da, hiçbirisi benim gibi mesut yaşamamış. Benim malımı görüyorsunuz ki pek çoktur. Bunlar bütün dua-yı Nebeviyenin bereketindendir."4
Hem başta İmam-ı Beyhakî, ehl-i hadîs haber veriyorlar ki: Aşere-i Mübeşşereden Abdurrahman bin Avf'a, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm kesret-i mal ve bereketle dua etmiş. O duanın bereketiyle o kadar servet kazanmış ki, bir defa yedi yüz deveyi yükleriyle beraber fî sebîlillâh tasadduk etmiş.5 İşte, dua-yı Nebeviyenin bereketine bakınız, "Bârekâllah" deyiniz.

SORU & CEVAP
İsminiz Sorunuz