Merhum Binbaşı Asım Beyin fıkrasıdır.
Kasem ederim, doğrudur sözü özüyle beraber,
Bu hakikati kabul ve tasdik etmeyen bedmâyeler,
Kalır dalâlet ve vâdi-i hüsranda nice seneler.
Bunları irşad edip kurtarmaktır hüner,
Hidayet erişse eğer, o vakit boyun eğer.
Cümlenin ıslahını niyaz edip Hâlıka yalvaralım,
Hep envâr-ı Kur'âniye olan Sözleri okuyup anlatalım,
Bu yolda bizler de feyz alıp dilşad olalım,
Fenâyı bekàya tebdilde rıza-yı Bârîye kavuşalım.
Sad-hezar tahsine lâyık bîbahâ fıkra-i Galib,
Bu hakikatleri söylemekle olur şüphesiz galib.
Binbaşı Asım
(Rahmetullahi Aleyh)
ba
Sekizinci Risale olan
Sekizinci Mesele
Şu Mesele, altı sualin cevabı olup Sekiz Nüktedir.
BİRİNCİ NÜKTE
Bir dest-i inâyet altında hizmet-i Kur'âniyede istihdam edildiğimize dâir çok envâ-ı işârât-ı gaybiyeyi hissettik ve bazılarını gösterdik. Şimdi o işârâtın bir yenisi daha şudur ki:
Ekser Sözlerde tevafukat-ı gaybiye var.Haşiye Ezcümle, Resul-i Ekrem kelimesinde ve aleyhissalâtü vesselâm ibaresinde ve Kur'ân lâfz-ı mübarekesinde bir nevi cilve-i i'câz temessül ettiğine bir işaret var. İşârât-ı gaybiye, ne kadar gizli ve zayıf da olsa, hizmetin makbuliyetine ve meselelerin hakkaniyetine delâlet ettiği için, bence çok ehemmiyetlidir ve çok kuvvetlidir. Hem gururumu kırar ve sırf bir tercüman olduğumu kat'iyen bana gösterdi. Hem hiç medar-ı iftihar benim için birşey bırakmıyor; yalnız medar-ı şükran olan şeyleri gösteriyor. Hem madem Kur'ân'a aittir ve i'câz-ı Kur'ân hesabına geçiyor ve kat'iyen cüz-ü ihtiyarîmiz karışmıyor ve hizmette tembellik edenleri teşvik ediyor ve risalenin hak olduğuna kanaat veriyor ve bizlere bir nevi ikram-ı İlâhîdir ve izharı tahdis-i nimettir ve aklı