Beşinci mesele:...... 308-309
"Yalnız لاَ اِلٰهَ اِلاَّ اللهُ 5 diyen, مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللهِ.. 6 demeyen ehl-i necat olabilir mi?" suâline karşı mühim bir cevaptır
Altıncısı:.... 309-311
Birinci Mebhas'daki şeytanla münazaranın çirkin tâbiratlarının sebeb-i zikrini bildiriyor. Hem mühim bir temsil ile, hizbü'ş-şeytanı en dar ve en muhal ve en menfur bir mevkie sıkıştırıyor. Meydanı Hizbü'l-Kur'ân hesabına zapt ederek, herbir hâl-i Ahmediye (a.s.m.), herbir haslet-i Muhammediye (a.s.m.)herbir tavr-ı Nebevi (a.s.m.), o kuvvetli temsile göre birer mucize hükmüne geçip, nübüvvetini ispat ettiğini gösterir.
Yedincisi:.... 311-313
Vehham ve zarardan sakınmak için bizden uzaklaşan bazı dostların kuvve-i mâneviyelerini teyid için ve hizmetimizden bazı maksatlarla çekilen ve maksatlarının aksiyle tokat yiyenleri, çok misâllerden yedi küçük misâl ile gösterir ki; siperini bırakıp kaçanlar, daha ziyade yaralanırlar
Sekizincisi: .... 313-315
Diyorlar ki: "Elfâz-ı Kur'âniye ve zikriye ve tesbihatların herbirinden, bütün letâif-i insaniye hisselerini istiyorlar. Mânâları bilinmezse hisse alınmaz; öyleyse tercüme edilse daha iyi değil mi?" diye olan müthiş ve mugalâtalı şu suale karşı, gayet mühim ve ibretli ve zevkli bir cevaptır. Elfaz-ı Kur'âniye ve Nebeviye (a.s.m.) mânâlara, câmid ve ruhsuz libas değiller; belki hayatdar feyizâver ciltlerdir. Zihayat bir ceset soyulsa, elbette ölür. Hem lisan-ı nahvi olan elfâz-ı Kur'âniyedeki i'câz ve icaz-ı hakiki, tercümeye mâni olduğunu gösterir.