Mektubat

Mektubat, 462. Sayfa


İkinci meselesi:.... 75-77
Vahdetü'l-vücud meşrebine dair gayet mühim bir hakikat ve güzel bir izahtır. Vahdetü'l-vücuddan dem vuran ve o meseleyi merak eden, bu İkinci Mesele'yi dikkatle okumalı. Çünkü, bu vahdetü'l-vücud meselesi, medâr-ı iltibas olmuş mühim bir meşrebdir. Ve ehl-i hakikatın medâr-ı ihtilâfı olmuş bir acip meslektir. Bu İkinci Mesele, onun mâhiyetini gösterir ve ispat eder ki, o meşreb, ehl-i sahvın meşrebi değil, hem en yüksek değil; ve ehl-i sahv olan Sahâbe ve Sıddıkın ve veresenin meşrepleri, vahdetü'l-vücud meşrebinden daha yüksek, daha selâmetli, daha makbûl olduğunu ispat eder.
Üçüncü meselesi:.... 78-79
Tılsım-ı kâinatın üç muamma-yı mühimmesinden birisinin halline muhtasar bir işârettir ki; o muammalardan birisi, Yirmi Dokuzuncu Söz'de, ikincisi Otu
zuncu Söz'de, bu üçüncüsü ise Yirmi Dördüncü Mektup'da Kur'ân-ı Hakimin sırrıyla tamamıyla keşfedilmiş ve o muamma açılmıştır.
ON DOKUZUNCU MEKTUP: .... 80-205
Mu'cizat-ı Ahmediyeye (a.s.m.) dairdir. Üç yüzden fazla mu'cizatı beyan eder. Bu risale, risalet-i Ahmediyenin (a.s.m.) mu'cizesini beyan ettiği gibi, kendisi de o mu'cizenin bir kerâmetidir ki; üç-dört nev' ile hârika olmuştur.
Birincisi: Nakil ve rivayet olmakla beraber, yüz elli sayfadanHaşiye fazla olduğu halde, kitaplara müracaat edilmeden ezber olarak dağ ve bağ köşelerinde, üç-dört gün zarfında, her günde iki-üç saat çalışmak şartıyla mecmuu on iki saatte telif edilmesi hârika bir vâkıadır ki; bu risaledeki mu'cizat-ı Ahmediyenin (a.s.m.) bir şûle-i kerâmeti olmuştur.

SORU & CEVAP
İsminiz Sorunuz