İkinci Remiz: .... 264-265
Hayret-nümâ, dehşet-engiz, daimi bir suretteki faaliyet-i Rabbaniyenin sırrını ve halk ve tebdil-i eşyadaki hikmet-i azimesini beyan ediyor ve en mühim bir muamma-yı hilkatı hallediyor.
Üçüncü Remiz: .... 265-266
Zevale giden eşya ademe gitmediğini, belki daire-i kudretten daire-i ilme geçtiğini ve eşyadaki hüsün ve cemâle ait istihsan ve şeref ve makam, Esmâ-i İlâhiyeye ait olduğunu gayet güzel bir sûrette ispat eder.
Dördüncü Remiz: .... 266
Mevcudatın mütemadiyen tebeddül ve tagayyur etmeleri; bir tek sayfada, her dakikada ayrı ayrı ve manidar mektupları yazmak nev'inden, sahife-i kâinatta Esmâ-i İlâhiyenin cilveleriyle yazılan cemâl ve celâl ve kemâl-i İlâhiyenin hadsiz âyatını, mahdut sayfalarda da hadsiz bir surette yazıldığını ispat eder.
Beşinci Remiz:.... 266-268
İki nükte-i mühimmedir. Birisi: Vâcibü'l-Vücuda intisabını iman ile hisseden adam, hadsiz envar-ı vücuda mazhar olduğunu ve hissetmeyen, nihayetsiz zulümat-ı ademe ve âlâm-ı firaka mâruz bulunduğunu gösterir.
İkinci nükte: Dünyanın üç yüzü bulunduğunu zahir yüzünde, zeval, firak, mevt ve adem var; fakat Esmâ-i İlâhiyenin âyinesi ve âhiretin mezraası olan iç yüzlerinde, zeval ve firak, mevt ve adem ise, tazelenmek ve teceddüttür ve bekanın cilvelerini gösteren bir tavzif ve terhistir.