Ve fünûn-u müsbete dedikleri usûllerinin, Kur'ân'ın düsturlarına nazaran pek sathi kaldığını gösteriyorsun?" diye çokları tarafından gelen suale karşı, gayet hak ve hakikatlı bir cevaptır.
Sekizinci Kısım olan Rumuzât-ı Semâniye..... 410
Sekiz Remiz'dir, yani sekiz küçük risaledir. Şu remizlerin esası, ilm-i cifrin mühim bir düsturu ve ulûm-u hafiyenin mühim bir anahtarı ve bir kısım esrâr-ı gaybiye-i Kur'âniyenin mühim bir miftahı olan tevafuktur. İleride başka bir mecmuada neşredileceğinden buraya dercedilmedi.
Dokuzuncu Kısım olan Dokuzuncu Risale.... 411-425
Turûk-u velâyet hakkında "Dokuz Telvih"dir ki, Telvihat-ı Tis'a nâmıyla mâruf bir risaledir.
Birinci Telvih: Tarikatın sırrını ve Mi'rac-ı Ahmedi'nin (a.s.m.) sâyesi altında kalb ayağıyla bir seyr-i sülûk-u ruhani neticesinde; zevkî ve hâlî ve bir derece şuhudî hakaik-i imâniye ve Kur'âniyeye mazhariyet olduğunu beyan edip, insanın mahiyet-i câmiasındaki akıl nasılki hadsiz fünuna istidadı ve ıttılaı cihetiyle mahiyeti inkişaf etmiş ve o sûretle işlettirilmiş, kalb dahi, onun gibi, bu âlemin bir harita-i mâneviyesi ve çok kemalâtın bir çekirdeği hükmünde olduğundan; tarikat cihetiyle onu işlettirmek ve kemalâtına sevketmek olduğunu ispat eder.
İkinci Telvih: Kalbin işlemesi, zikir ve tefekkürle olduğunu ve işlemesinin mehâsininden hayat-ı dünyeviyenin medâr-ı saâdeti olan birisini beyân eder.
Üçüncü Telvih: Velâyet, bir hüccet-i risalet; ve tarikat, bir burhan-ı şeriat olduğunu; ve onun kıymetini takdir etmeyen, ne kadar hasârete düştüğünü beyan eder.
Dördüncü Telvih: Meslek-i velâyet çok kolay olmakla beraber çok müşkilatlı, çok kısa olmakla beraber